Erken Sülaleler Dönemi’nde Sümer’de kent devletlerinde yönetimin ve bürokrasinin nasıl işlediği tam olarak bilinmemektedir. Yönetimle ilgili En (Bey), Ensi (Vali) ve Lugal (Kral) gibi unvanlar karşımıza çıkmaktadır. Ensi unvanı başlangıçta bağımsız yöneticileri tanımlamak için kullanılmaktaydı. Ensiler en yüksek yönetici, en yüksek rahip, en yüksek yargıç ve en yüksek komutandı.
Akkad egemenliğinde merkezî krallık yönetimi görülür. Sargon ve Naram-Sin gibi güçlü krallar başkentten uzak bölgelere (Kuzey Suriye ve Anadolu gibi) yağma seferleri yaparak topladıkları ganimetlerle başkentin ham madde ihtiyacını karşılamışlardır. Daha sonraları aynı yönetim tarzı ve yağma seferleri yapma geleneği Yeni Assur Devleti krallarında da görülmüştür. Naram-Sin, Agade’nin Kralı, Dört Bir Yanın Hükümdarı ve Evrenin Kralı gibi unvanları kullanmıştır. Adının başına tanrıları belirtmek için konulan işareti ekletmiş, kendisini Mezopotamya’da sadece tanrılara özgü olan çift boynuzlu bir başlıkla betimletmiştir. Naram-Sin ile Tanrı- Kral düşüncesi ortaya çıkmıştır. Daha sonraki Yeni Assur Devleti ve Pers Dönemi kralları da ülkelerini mutlak monarşi sistemiyle yönetmişler, ülkelerinin topraklarını eyaletlere bölerek başlarına valiler atamışlardır. Yeni Sümer Dönemi’nde de Tanrı-Kral anlayışı korunmuştur. Hammurabi ise Adaletin Kralı düşüncesini vurgulamıştır. Assur’da ise kral, Tanrı Assur’un yeryüzündeki vekilidir.
Mezopotamya’da toplum, soylular, sıradan vatandaşlar, yanaşmalar ve kölelerden oluşmaktaydı. Halkın çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerdi. Ayrıca yazıcılar, gemiciler, balıkçılar, mimarlar, duvarcılar, marangozlar, çömlekçiler de zanaatkârları oluşturuyordu. Her kentte zengin tüccarlar da vardı. Halk değişik türde toplu işlerde çalıştırılıyor ve zorunlu askerlik yapıyordu. Köleler ise evlerde ve tapınaklarda kullanılıyorlardı.
Cevap bırak
Sorry, you do not have a permission to answer to this question .
Cevap ( 1 )
Erken Sülaleler Dönemi’nde Sümer’de kent devletlerinde yönetimin ve bürokrasinin nasıl işlediği tam olarak bilinmemektedir. Yönetimle ilgili En (Bey), Ensi (Vali) ve Lugal (Kral) gibi unvanlar karşımıza çıkmaktadır. Ensi unvanı başlangıçta bağımsız yöneticileri tanımlamak için kullanılmaktaydı. Ensiler en yüksek yönetici, en yüksek rahip, en yüksek yargıç ve en yüksek komutandı.
Akkad egemenliğinde merkezî krallık yönetimi görülür. Sargon ve Naram-Sin gibi güçlü krallar başkentten uzak bölgelere (Kuzey Suriye ve Anadolu gibi) yağma seferleri yaparak topladıkları ganimetlerle başkentin ham madde ihtiyacını karşılamışlardır. Daha sonraları aynı yönetim tarzı ve yağma seferleri yapma geleneği Yeni Assur Devleti krallarında da görülmüştür. Naram-Sin, Agade’nin Kralı, Dört Bir Yanın Hükümdarı ve Evrenin Kralı gibi unvanları kullanmıştır. Adının başına tanrıları belirtmek için konulan işareti ekletmiş, kendisini Mezopotamya’da sadece tanrılara özgü olan çift boynuzlu bir başlıkla betimletmiştir. Naram-Sin ile Tanrı- Kral düşüncesi ortaya çıkmıştır. Daha sonraki Yeni Assur Devleti ve Pers Dönemi kralları da ülkelerini mutlak monarşi sistemiyle yönetmişler, ülkelerinin topraklarını eyaletlere bölerek başlarına valiler atamışlardır. Yeni Sümer Dönemi’nde de Tanrı-Kral anlayışı korunmuştur. Hammurabi ise Adaletin Kralı düşüncesini vurgulamıştır. Assur’da ise kral, Tanrı Assur’un yeryüzündeki vekilidir.
Mezopotamya’da toplum, soylular, sıradan vatandaşlar, yanaşmalar ve kölelerden oluşmaktaydı. Halkın çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerdi. Ayrıca yazıcılar, gemiciler, balıkçılar, mimarlar, duvarcılar, marangozlar, çömlekçiler de zanaatkârları oluşturuyordu. Her kentte zengin tüccarlar da vardı. Halk değişik türde toplu işlerde çalıştırılıyor ve zorunlu askerlik yapıyordu. Köleler ise evlerde ve tapınaklarda kullanılıyorlardı.