Roma Kenti, Roma, Tiberius nehrinin kenarında yedi tepe üzerine kurulmuş bir kenttir. Bu tepeler Palatinus, Aventinus, Caelius, Capitolinus, Esquilinus ve Viminalis’dir. Roma’nın kuruluşu MÖ. 753 kabul edilir. Kentin kuruluş mitoslarında dişi kurt tarafından emzirilen Romulus öne çıkar. Kent, Romulus tarafından Palatinus tepesinde kurulmuştur. Ayrıca Troia savaşından sonra denize açılan Troia’lı Aeneas’m da Roma’nın soy atası olduğu inancı Roma’mn Anadolu ile olan ilişkilerinde her zaman önemli rol oynamıştır. Roma MÖ. 3. yüzyılda tüm İtalya’ya egemen hale gelmiştir.
Roma Kenti, Krallık, Erken Cumhuriyet, Geç Cumhuriyet dönemlerini yaşamıştır. Roma kenti halkı çoğunlukla Latinlerden oluşmuşsa da başlangıçta Etrüsk kökenli krallar tarafından yönetilen bir şehir devletiydi. MÖ. 509 yılında Latinler, Etrüsk idaresine isyan ederek kraliyet ailesini Roma şehrinden kovmuş ve Roma Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır.
Geç Cumhuriyet Dönemi aynı zamanda Yunan hayranlığının ortaya çıktığı dönemdir. MÖ. 31 yılında Antonius ve Kleopatra ittifakına karşı Actium savaşını kazanan Octavianus MÖ. 27 yılında Augustus ünvanım alarak ilk Roma imparatoru olur ve lulius Claudius hanedanının (MÖ. 27 – MS. 68) iktidarı başlar. Hanedan Augustus sonrası Tiberius, Caligula, Claudius ve Nero ile MS. 68 yılma dek Roma’yı yönetir. MS. 68-69 arasına Dört İmparatorlar Yılı denir. MS. 69 yılında Vespasianus ile MS. 96 yılına dek sürecek olan Flavius Hanedanı Dönemi (MS. 69-96) başlar. Flaviuslar sonrası Nerva, Traianus ve Hadrianus’un imparator olduğu Antoninuslar Dönemi (MS. 98-193), Severuslar Dönemi (MS. 193-235), Asker İmparatorlar Dönemi (MS. 235-284), İmparator Diokletianus ile başlayan Tetrarşi Dönemi (MS. 284-324) ve son olarak Constantinus Dönemi (MS. 324-363) ile Roma imparatorluğu sona erer. Roma İmparatorluğu’nun doğudaki geleneksel sınırı Euphrates (Fırat) Irmağı’dır. MS. 330 yılında Constantinopolis (Sarayburnu/İstanbul) kentinin kurulmasıyla, Roma İmparatorluğu’nun başkenti de doğuya taşınmıştır. MS. 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu, batı yarısı kavimler göçü baskısı ile yıkılmış, doğusunda ise halk ve devlet yönetimi hristiyanlaşıp Bizans İmparatorluğu’na dönüşerek varlığını sürdürmüştür.
Roma ile Anadolu arasında ilişki kurulması, Roma’nın Kartaca Devleti ile yaptığı savaşlar dönemine rastlamaktadır. Roma’daki rahipler belki de yaşanan son derece zor günlerinde etkisiyle Frigya Bölgesi’nde Pessinus (Eskişehir-Ballıhisar Köyü) kentinde bulunan ana tanrıça idolünün Roma’ya getirilmesiyle zaferin kazanılacağını açıklamışlardır. Bunun üzerine Roma senatosu beş senatörden oluşan bir heyeti Anadolu’ya göndermiştir. Her biri yüksek makam sahibi olan M. Valerius Laevinus, M. Valerius Falto, S. Sulpicius Galba, M. Caecilius Metellus ve Cn. Tremellius Flaccus önderliğindeki heyet, Pergamon kralı I. Attalos’tan Pessinus ana tanrıçasının idolü olarak kabul edilen bir göktaşını Roma’ya götürmek üzere yardım istemiş ve taş kendilerine verilmiştir. Bu heyette yer alan senatörler, resmi bir görevle Anadolu’ya ayak basan ilk Romalılar olmuştur. Roma’nın, Pessinus kenti ile olan ilişkisi bu olay neticesinde özel ve daimi bir hal almıştır. İdol, MÖ. 4 Nisan 204 yılında Roma’ya gelmiş ve onun için Palatinus tepesinde bir tapınak yapılma Roma ile Anadolu arasında ilişki kurulması, Roma’nın Kartaca Devleti ile yaptığı savaşlar dönemine rastlamaktadır. Roma’daki rahipler belki de yaşanan son derece zor günlerinde etkisiyle Frigya Bölgesi’nde Pessinus (Eskişehir-Ballıhisar Köyü) kentinde bulunan ana tanrıça idolünün Roma’ya getirilmesiyle zaferin kazanılacağını açıklamışlardır. Bunun üzerine Roma senatosu beş senatörden oluşan bir heyeti Anadolu’ya göndermiştir. Her biri yüksek makam sahibi olan M. Valerius Laevinus, M. Valerius Falto, S. Sulpicius Galba, M. Caecilius Metellus ve Cn. Tremellius Flaccus önderliğindeki heyet, Pergamon kralı I. Attalos’tan Pessinus ana tanrıçasının idolü olarak kabul edilen bir göktaşını Roma’ya götürmek üzere yardım istemiş ve taş kendilerine verilmiştir. Bu heyette yer alan senatörler, resmi bir görevle Anadolu’ya ayak basan ilk Romalılar olmuştur. Roma’nın, Pessinus kenti ile olan ilişkisi bu olay neticesinde özel ve daimi bir hal almıştır. İdol, MÖ. 4 Nisan 204 yılında Roma’ya gelmiş ve onun için Palatinus tepesinde bir tapınak yapılmaya başlanmıştır. Savaşın Roma’nın galibiyetiyle sonuçlanmasından sonra, idolün getirilişinin hatırlanması amacıyla MÖ. 4 Nisan 194 yılında büyük bir bayram yapılmış ve bu bayram her sene tekrar edilmiş, Pessinus ana tanrıçası için Palatinus tepesi üzerinde yapılan tapınak da MÖ. 10 Nisan 191’de Scipio Nasica’nın konsüllüğü sırasında Marcus Iunius Brutus tarafından tamamlanmıştır. Roma’nın efsanevi kurucuları olan Romus ile Romulus’un kökenlerinin, Troia’lı Aeneas’ın annesi olduğuna inanılan ana tanrıçaya dayandığı inancının, en zor anlarında Romalıların Pessinus ana tanrıçasından yardım istemelerinin kökenlerinin Anadolu’da olduğunu tasdik etmelerinden başka bir şey ifade etmediği düşünülür. Roma’nın etkinliğini Akdeniz’e taşımaya başladığı dönemde bu iddia tehlikeli bir durum yaratabilirdi. Önemli araştırmacılara göre Kybele (Ana tanrıça) kültünün kabul edilmesinin en büyük siyasi önemi de buradadır.
Cevap bırak
Sorry, you do not have a permission to answer to this question .
Cevap ( 1 )
Roma Kenti, Roma, Tiberius nehrinin kenarında yedi tepe üzerine kurulmuş bir kenttir. Bu tepeler Palatinus, Aventinus, Caelius, Capitolinus, Esquilinus ve Viminalis’dir. Roma’nın kuruluşu MÖ. 753 kabul edilir. Kentin kuruluş mitoslarında dişi kurt tarafından emzirilen Romulus öne çıkar. Kent, Romulus tarafından Palatinus tepesinde kurulmuştur. Ayrıca Troia savaşından sonra denize açılan Troia’lı Aeneas’m da Roma’nın soy atası olduğu inancı Roma’mn Anadolu ile olan ilişkilerinde her zaman önemli rol oynamıştır. Roma MÖ. 3. yüzyılda tüm İtalya’ya egemen hale gelmiştir.
Roma Kenti, Krallık, Erken Cumhuriyet, Geç Cumhuriyet dönemlerini yaşamıştır. Roma kenti halkı çoğunlukla Latinlerden oluşmuşsa da başlangıçta Etrüsk kökenli krallar tarafından yönetilen bir şehir devletiydi. MÖ. 509 yılında Latinler, Etrüsk idaresine isyan ederek kraliyet ailesini Roma şehrinden kovmuş ve Roma Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır.
Geç Cumhuriyet Dönemi aynı zamanda Yunan hayranlığının ortaya çıktığı dönemdir. MÖ. 31 yılında Antonius ve Kleopatra ittifakına karşı Actium savaşını kazanan Octavianus MÖ. 27 yılında Augustus ünvanım alarak ilk Roma imparatoru olur ve lulius Claudius hanedanının (MÖ. 27 – MS. 68) iktidarı başlar. Hanedan Augustus sonrası Tiberius, Caligula, Claudius ve Nero ile MS. 68 yılma dek Roma’yı yönetir. MS. 68-69 arasına Dört İmparatorlar Yılı denir. MS. 69 yılında Vespasianus ile MS. 96 yılına dek sürecek olan Flavius Hanedanı Dönemi (MS. 69-96) başlar. Flaviuslar sonrası Nerva, Traianus ve Hadrianus’un imparator olduğu Antoninuslar Dönemi (MS. 98-193), Severuslar Dönemi (MS. 193-235), Asker İmparatorlar Dönemi (MS. 235-284), İmparator Diokletianus ile başlayan Tetrarşi Dönemi (MS. 284-324) ve son olarak Constantinus Dönemi (MS. 324-363) ile Roma imparatorluğu sona erer. Roma İmparatorluğu’nun doğudaki geleneksel sınırı Euphrates (Fırat) Irmağı’dır. MS. 330 yılında Constantinopolis (Sarayburnu/İstanbul) kentinin kurulmasıyla, Roma İmparatorluğu’nun başkenti de doğuya taşınmıştır. MS. 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu, batı yarısı kavimler göçü baskısı ile yıkılmış, doğusunda ise halk ve devlet yönetimi hristiyanlaşıp Bizans İmparatorluğu’na dönüşerek varlığını sürdürmüştür.
Roma ile Anadolu arasında ilişki kurulması, Roma’nın Kartaca Devleti ile yaptığı savaşlar dönemine rastlamaktadır. Roma’daki rahipler belki de yaşanan son derece zor günlerinde etkisiyle Frigya Bölgesi’nde Pessinus (Eskişehir-Ballıhisar Köyü) kentinde bulunan ana tanrıça idolünün Roma’ya getirilmesiyle zaferin kazanılacağını açıklamışlardır. Bunun üzerine Roma senatosu beş senatörden oluşan bir heyeti Anadolu’ya göndermiştir. Her biri yüksek makam sahibi olan M. Valerius Laevinus, M. Valerius Falto, S. Sulpicius Galba, M. Caecilius Metellus ve Cn. Tremellius Flaccus önderliğindeki heyet, Pergamon kralı I. Attalos’tan Pessinus ana tanrıçasının idolü olarak kabul edilen bir göktaşını Roma’ya götürmek üzere yardım istemiş ve taş kendilerine verilmiştir. Bu heyette yer alan senatörler, resmi bir görevle Anadolu’ya ayak basan ilk Romalılar olmuştur. Roma’nın, Pessinus kenti ile olan ilişkisi bu olay neticesinde özel ve daimi bir hal almıştır. İdol, MÖ. 4 Nisan 204 yılında Roma’ya gelmiş ve onun için Palatinus tepesinde bir tapınak yapılma Roma ile Anadolu arasında ilişki kurulması, Roma’nın Kartaca Devleti ile yaptığı savaşlar dönemine rastlamaktadır. Roma’daki rahipler belki de yaşanan son derece zor günlerinde etkisiyle Frigya Bölgesi’nde Pessinus (Eskişehir-Ballıhisar Köyü) kentinde bulunan ana tanrıça idolünün Roma’ya getirilmesiyle zaferin kazanılacağını açıklamışlardır. Bunun üzerine Roma senatosu beş senatörden oluşan bir heyeti Anadolu’ya göndermiştir. Her biri yüksek makam sahibi olan M. Valerius Laevinus, M. Valerius Falto, S. Sulpicius Galba, M. Caecilius Metellus ve Cn. Tremellius Flaccus önderliğindeki heyet, Pergamon kralı I. Attalos’tan Pessinus ana tanrıçasının idolü olarak kabul edilen bir göktaşını Roma’ya götürmek üzere yardım istemiş ve taş kendilerine verilmiştir. Bu heyette yer alan senatörler, resmi bir görevle Anadolu’ya ayak basan ilk Romalılar olmuştur. Roma’nın, Pessinus kenti ile olan ilişkisi bu olay neticesinde özel ve daimi bir hal almıştır. İdol, MÖ. 4 Nisan 204 yılında Roma’ya gelmiş ve onun için Palatinus tepesinde bir tapınak yapılmaya başlanmıştır. Savaşın Roma’nın galibiyetiyle sonuçlanmasından sonra, idolün getirilişinin hatırlanması amacıyla MÖ. 4 Nisan 194 yılında büyük bir bayram yapılmış ve bu bayram her sene tekrar edilmiş, Pessinus ana tanrıçası için Palatinus tepesi üzerinde yapılan tapınak da MÖ. 10 Nisan 191’de Scipio Nasica’nın konsüllüğü sırasında Marcus Iunius Brutus tarafından tamamlanmıştır. Roma’nın efsanevi kurucuları olan Romus ile Romulus’un kökenlerinin, Troia’lı Aeneas’ın annesi olduğuna inanılan ana tanrıçaya dayandığı inancının, en zor anlarında Romalıların Pessinus ana tanrıçasından yardım istemelerinin kökenlerinin Anadolu’da olduğunu tasdik etmelerinden başka bir şey ifade etmediği düşünülür. Roma’nın etkinliğini Akdeniz’e taşımaya başladığı dönemde bu iddia tehlikeli bir durum yaratabilirdi. Önemli araştırmacılara göre Kybele (Ana tanrıça) kültünün kabul edilmesinin en büyük siyasi önemi de buradadır.